Bilimde Kanunlar Ve Teoriler

Bilim şüpheli varsayımlar ve kesin doğrulardan oluşur. Bilimde kanıtlanmış gerçeklere bilimsel kanun, kanıtlanmamış ama gerçeğe yakın mantıklı açıklaması olan hipotezlere de bilimsel teori denir. Teoriler ve kanunlar tamamiyle doğayla ilişkilidir ve genellikle matematiksel formüllere dayanır. Ortaya atılan bir tahminin kanun olabilmesi için bir defadan daha fazla ve farklı yöntemlerle kanıtlanması gerekir.

Bilimsel kanunlar evrenseldir. Teoriler çok uzun zaman dilimlerinde kanun olabilerler ama ders kitapları genelde buna yer vermezler ve şimdiki talebeler bunu olamaz diye öğreniyorlar. Newton’un bir ağaç altında uyuklarken ağaçtan düşen bir elmayı görerek bulduğu çekim kuvveti kanıtlanmış ve kanunlaşmıştır. Dünya nın oluşumunda büyük bir patlama etkili olduğu görüşü ise kanıtlanamadığı için teori olarak kalmıştır. Kinetik teori kimyasal reaksiyonların hızını ve ısı transferi ile ilgili diğer olguları açıklamada kullanılmaktadır. Bilim insanları, doğanın yaptıklarını değil, yaptıklarını tanımlayan kanunları icat ederler. Yani kanunlar tanımlayıcıdır. Oysa gazların kinetik teorisinde bu ilişkinin (hal değişimini, kimyasal reaksiyonların hızını ve ısı transferi vb.) nedenleri açıklanmaktadır. Veya “kütlenin korunumu kanunu” dediğimiz şey, kapalı bir sistemde toplam kütlenin değişmeyeceğini söyler, fakat neden böyle olduğunu açıklamaya girişmez. Bilim insanları bir teoriyi icat ederler, çünkü bir teori bilim insanlarının keşfetmiş olduğu deneysel gerçeklerin bir yorumudur. Sonuç olarak: Kanunlar; doğadaki olguların algılanan ya da gözlenen ilişkilerin tanımlamasıdır. Teoriler; doğadaki olguların algılanan ya da gözlenen ilişkilerin açıklamasıdır.